InfoGero

Yaşlı Bakım Sigortası Açıklaması ve Düşündürdükleri

10.01.2018 Prof. Dr. İsmail Tufan






Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu hükümetin “Yaşlı Bakım Sigortası” üzerine çalıştığını kamuya açıkladı. Son derece önemli olmasına rağmen bu açıklama toplumda fazla yankı uyandırmadı. Sadece basında kısa bir haber olarak yer aldı. Halbuki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sarıeroğlu’nun bu açıklaması milyonlarca yaşlıyı ilgilendiriyor.

Gerontolojik araştırmalar yaşlılıkta bakıma muhtaçlık riskinin arttığını ortaya koymaktadır. Demografik istatistikler yaşlıların çoğaldığını kanıtlamaktadır. Bu yüzden hükümetin “Yaşlı Bakım Sigortası” üzerine çalışmalara başlamış olması akıllı bir tercihtir. Çünkü hem bakıma muhtaç yaşlılara pozitif etkisi olacaktır, hem de politik açıdan akıllı bir hamledir.

Bakıma muhtaçlık bireyin temel ihtiyaçlarının karşılanmasını zorlaştırmaktadır. Bakıma muhtaçlığın sebebinden bağımsız olarak, temel insani ihtiyaçlarının karşılanması açısından “Yaşlı Bakım Sigortası”nın çok önemli bir girişim olduğunu düşünüyorum. Milyonlarca bakıma muhtaç yaşlı ve aileleri bu sigortanın yürürlüğe girmesiyle birlikte rahat bir nefes alacaktır.

“Yaşlı Bakım Sigortası”nın toplumsal gelişmeye de olumlu yansımaları olacaktır. Örneğin yeni sektörler ortaya çıkacak ve bu sektörlerde yüzbinlerce gence çalışma olanağı doğacaktır. Öte yandan “Yaşlı Bakım Sigortası”nın toplumun vicdani ve ahlaki taleplerine de cevap veren bir girişim olduğunu düşünmekteyim. Bakıma muhtaç yaşlıların durumunda olumlu değişimler yaratırken, diğer taraftan toplumun da vicdanını da rahatlatacaktır. Çünkü bakıma muhtaç yaşlıların bir kısmı insan onuruna yaraşmayan koşullar altında yaşamaktadır ve toplum bundan son derece rahatsız olmaktadır. Bu rahatsızlığın kamuoyunda tartışılmamasının sebebi ise, medyanın bu konuyu çok fazla dillendirmemesinden ileri gelmektedir. Buna karşın ailesinde veya yakın çevresinde bakıma muhtaç yaşlı olan kimseler, ki bunların sayısı milyonlara varmaktadır, gördükleri manzaradan rahatsız olmakta, hatta utanmaktadırlar.

Bu sebeplerden dolayı “Yaşlı Bakım Sigortası”nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başlanmış olmasından ben de gerontolog olarak son derece memnunum. İlk defa 2006 yılında hazırladığım raporda “Sosyal Bakım Sigortası”nın ülkemizde bir ihtiyaç olduğunu belirtmiştim. Şimdi bu sigortanın kısmen “Yaşlı Bakım Sigortası” adı altında gündeme gelmesi tabii ki beni sevindirdi.

“Yaşlı Bakım Sigortası”nın Gerontolojinin ülkemizde gelişmesine de katkı sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü “Yaşlı Bakım Sigortası”nın yerinde saymayıp gelişebilmesi için gerontolojik bilgilerden de yararlanılması gerekecektir. Bu da gerontolog mesleği açısından pozitif bir değişim sürecinin eşiğinde olduğumuz umudunu yaratmaktadır. “Yaşlı Bakım Sigortası” aynı zamanda gerontolojik müdahale alanlarında yeni temsilcilerin ortaya çıkmasına, yeni meslek dallarının dikkate alınmasına da vesile olacaktır. Bunun yanı sıra yaşlılık sigortasının dolayı olarak sadece yaşlı bireye değil, aynı zamanda yaşlı bireyin çevresine de pozitif etkilerle bağlantılı yeni açılımlara vesile olacağını tahmin ediyorum.

Bütün bu umutlarımızın ardında her zaman bir kaygı da yatıyor. Acaba bütün bu açılımlar gerçekleşecek mi? Yoksa sadece 2019’daki seçime bir hazırlık, sadece ağzımıza bir parmak bal çalmaktan ibaret mi? Politikada bunlar anormal şeyler değil. Bugün söylenenler yarın unutabiliyor. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Jülide Sarıeroğlu’nun kamuya duyurduğu bu haberin yeşerttiği umutların yakında kurumaması gerekiyor. Ben bu umutların gerçekleşmesi için ülkemde bilgi ve deneyimlerimin değerlendirilmesini tabii ki isterim. Fakat tecrübelerim bana bu yönde umut aşılamıyor. Şimdiye kadar yaptığımız gerontolojik çalışmalara ne yazık ki politikanın ilgisi son derece zayıftır.

Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Jülide Sarıeroğlu bunun da değiştiğinin bir mesajı olarak bu yıl (2018) Antalya’da sekizincisini düzenleyeceğimiz Uluslararası Sosyal ve Uygulamalı Gerontoloji Sempozyumu’na katılacağını da kamuya duyurabilir. Her halükarda biz kendisine orada muhakkak bir yer ayırmayı ihmal etmeyeceğiz.